Fehmi Koru*
Seçmenlerin ne düşündüğünü birkaç kişinin görüşlerine dayanarak genelleştirmekten kaçınırım. Görüştüğüm insanların bulunduğu çevre hangi partiye yakınsa verecekleri izlenim kaçınılmaz biçimde yanlı olacaktır; bunu bilirim. O sebeple, seçim sonrasında görüştüğüm siyasi kanaat sahibi insanlardan aldığım olumsuz izlenimi, yanılabilirim diye, kendime saklıyordum.
Geçen gün edindiğim hissin yaygın bir kanaat olduğunu düşündüren bir deneyim yaşadım.
Muhalif bir çevrenin içine düştüm. Kimi muhalif partilerin seçmeniydi, kimi de daha önce hep iktidar partisine oy vermiş yeni muhalif isimlerdi. Genel seçimde oylarını dağıtsalar bile cumhurbaşkanı seçiminde Kemal Kılıçdaroğlu’nu tercih etmişlerdi.
Onları pişmanlık duygusu içinde gördüm.
Sandık başına gidene kadar kararı muhalefetin adayına oy vermek olan biri, son anda karar değiştirmiş ve oyunu iptal edilecek biçimde kullanmış…
“İyi ki öyle davranmışım” dedi o da…
Unutmayın, bu görüşler seçimin üzerinden neredeyse iki ay geçtikten sonra ifade ediliyor.
Eminim, seçimin ertesi günü bu insanlar sandıktan çıkan sonuca üzülmüşlerdir.
Nitekim, sorduğumda, beni doğruladılar.
Muhalefeti oluşturan partiler -yalnız Millet İttifakı içerisinde yer alanlar değil HDP hatta bir noktaya kadar TİP de dahil- seçim sonrası görüntülerinin kendilerine oy veren seçmenlere hayal kırıklığı yaşattığının galiba farkında değiller…
Oysa her geçen gün artan bir hayal kırıklığı muhalif saflarda kendini belli ediyor.
Kimi oy verdikleri partiler ve cumhurbaşkanı adayının seçim sonrası sergilediği tavrı anlamakta zorlanıyor. “Çabucak dağıldılar, ya seçimi kazansaydılar ne olacaktı?” düşüncesi pek çok muhalife hakim. CHP ile İYİ Parti, ittifakın muhafazakar partileri, seçim sonrasında derhal kendi kabuklarına çekildiler.
İYİ Parti bir daha CHP ile birlikte olamayacağını belli ediyor. Meral Akşener’in kongre konuşması bir pişmanlık ilanı olarak algılanıyor.
Muhafazakar partiler -Saadet, Gelecek ve DEVA- kendilerine CHP tarafından hediye edilen 35 milletvekilinin değerini tam anlamıyor gibiler. Hiç değilse üç parti bir araya gelseydiler görüşü sürekli telaffuz ediliyor. Biri “DEVA bir yerlerden beş milletvekilinin kendilerine gelmesiyle grup kuracakmış, onun için ayrı durmakta” dedi, bir DEVA taraftarından öyle duymuş…
Seçimi muhalefet kazansa, Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı diğer beş lider ile İstanbul ve Ankara’nın belediye başkanları cumhurbaşkanı yardımcısı olsaydılar, şimdi olduğu gibi birbirlerine girebilirlerdi.
Yanlış bir düşünce olabilir bu, ama insanlar arasında böyle düşünenler az değil.
HDP?
Daha yerel seçime aylar varken “Biz her yerde kendi adayımızla seçime katılacağız” açıklamasını yapınca Yeşil Sol Parti’ye oy veren seçmenlerin bazıları şaşırmış…
CHP ayrı adaylarla seçime katılacak… İYİ Parti’nin niyeti de öyle… Eh, HDP de aynı yolu izleyeceğini açıkladığına göre, onların çıkaracakları adaylar, AK Parti + MHP + Yeniden Refah ve DSP ittifakının ortak adayına karşı kampanya yürütecekler demektir.
Eğer yanılmıyorsam herkes iktidarın büyük şehirlerde kimleri aday göstereceği merakında.
Muhalif oy veren bir kitleden aldığım bu izlenimi paylaştığım siyasi birikimi fazla birkaç dostum hiç tepki vermedi. “Yanılıyorsun” veya “Yanlış bu izlenim” diyen olmadı. Anlaşılan, benim büyük kuşkularla kimselerle paylaşmadığım, ancak topluca aldığım izlenim sonrası dostlara aktardığım kanaat, çoktandır başkalarının da görüşüymüş…
İnsanlar CHP’de süregiden ‘değişim’ eksenli tartışmanın da, özellikle o tartışmayı başlatan ve yürüyerek sürdüren kişilerin konumları sebebiyle, yerel seçimin kaybedileceği ihtimaliyle buna mazeret depolama gayreti olduğuna inanıyorlar.
Zamlar böyle bir ortamda iktidar tarafından daha kolay devreye sokulabiliyor.
Dört yıl önce yapılan yerel seçimde, CHP, aralarında İstanbul ve Ankara’nın da bulunduğu 11 ilin büyükşehir belediye başkanlıklarını kazanmıştı.
Nasıl kazanılmıştı o belediyeler?
CHP ile İYİ Parti ittifakta buluşmuş, HDP de oralarda aday çıkartmamıştı da iller öyle kazanılmıştı.
Muhalefet partileri -CHP, İYİ Parti, HDP- aynı illerde ayrı adaylarla seçmen karşısına çıkar ve iktidar da genel seçimde daha genişlettiği Cumhur İttifakı olarak ortak adayda birleşirse seçim nasıl sonuç verebilir?
Bu soruyu yönelttiğim siyasi birikimi fazla bir dost, “İktidar aday belirlemede büyük hata yapmazsa, muhalefet son anda ittifaklarını yenilese bile, iktidar karşısında zorlanır” cevabını verdi.
O kadar mı?
Yoksa muhalefet geri bıraktığımız seçimi kendilerinin kazandığını mı sanıyor?
Titreyip kendilerine dönmeleri için kıyamet borusu çalması gerekiyor galiba.
*Bu yazı fehmikoru.com adresinden aynen alınmıştır.
